ÖĞRETİMDE SINAV KOÇLUĞU VE AJANDA SİSTEMİ
İlk ve Orta öğretim öğrencilerinin büyük bölümünde yıllardır alışılagelmiş sıkıntı, eğitim-öğretim sürecinde düzenli ve sistemli ders çalışmamalarıdır. Buna sebep bazen öğrencinin ders çalışma istek ve arzusunun olmaması olurken; bazense istek ve arzuya rağmen neyi ne zaman ve nasıl yapacağını bilmemesidir.
Öğrencide ders çalışma istek ve arzusu rehberlik servisimizin öğrencilerle yaptığı birebir ya da grup terapileri ile mümkün kılınabilmektedir. Rehberlik servisimizin geliştirdiği ve uyguladığı yaşam ve sınav koçluğu teknikleri büyük oranda bu sorunu çözmemize yardımcı olmaktadır. Öğrenciyi her yönüyle kavrayıp, kucaklayan bu sistemler sayesinde bireyde çalışmaya ve başarısını artırmaya yönelik davranışların artmasının yanında; kişilik gelişimi ve ideal bir toplum ferdi olma yolunda da büyük gelişmeler gösterdiği servisimizce gözlenmektedir. ’Yaşam koçluğu sistemi nedir’ sorusunun kısaca açıklaması şudur; kişinin özel hayatı da dâhil bir çeşit kariyer planlaması. Kısaca koçluk; potansiyeli maksimize etmektedir.
Koçluk kontrol etmek ve yönetmek değildir, bir süreçtir. Bu süreç içerisinde bireye ne yapacağını söylemek değil; kendisini keşfetmesine yardımcı olmaktır.
Yaşam koçluğu ortaklığa dayanır. Sizin ve koçunuzun arasındaki bağ ve iletişim çok önemlidir. Profesyonel arkadaşlık da diyebiliriz.
Öğrencileri asıl başarıya götürecek şeyin düzenli ve sistematik ders çalışma olduğunun büyük ölçüde herkes kabul etmektedir. Bu sistemi bireye alışkanlık olarak kazandırma yolunda okul ve etüt merkezi rehberlik servisleri, öğretmenler, aileler ya da bizzat öğrencilerin kendileri defalarca günlük, haftalık ya da aylık ders çalışma plan ve programları hazırlamışlardır. Bu programlar ufak tefek farklılıklar göstermekle beraber ana fikir olarak birbirinin aynısıdır. Uzun süreli olarak uygulanırsa öğrencinin ders başarısında olumlu yönde etkili olacağı kaçınılmaz bir gerçektir. Ancak bu tarz; saatlere ya da dakikalara göre ince hesaplar yapılarak hazırlanan, öğrencinin özel hayatını hiç dikkate almayan ve aksatıldığında telafi şansı çok az ya da hiç olmayan programlara öğrencilerin kusursuz uyabilmesi (üzülerek belirtiyoruz ki) çok zordur.
Günümüzde bir iş adamı, bir siyasetçi, bir doktor, bir avukat ya da bu şekilde sıralayabileceğimiz birçok meslek sahibi insan işlerinin yoğun temposu ve bu tempo içerisinde yapacakları işlerin aksamaması amacıyla ajanda sistemini uygulamaktadırlar. Bu sayede her faaliyet planlı bir şekilde yapılabilmekte ve işler aksatılmadan bitirilebilmektedir. Günümüz öğrencisini düşündüğümüzde çok da farklı bir durum da karşı karşıya olduğumuz söylenemez. Bir yandan okul dersleri, okul sınavları, proje ve performans ödevleri diğer taraftan dershane dersleri, deneme sınavları, verilen ödevler; bir diğer taraftan ise kişinin özel hayatı düşünüldüğünde çocuklarımızın da en az yukarıda belirttiğimiz meslek sahibi insanlar kadar yoğun olduklarını söyleyebiliriz. ’Öyleyse çocuklarımız da neden bir ajandaya sahip olmasınlar?’ Acaba bu sistem onlara biraz olsun yardımcı olur mu? Bizler bu soruları ‘EVET’ şeklinde yanıtlıyoruz.